26 Ocak 2009 Pazartesi


İş hayatıııı;

Bir buçuk ay tatilim var, sadece uyuyacam derken bir anda kendimi tamda iş hayatının ortasında buldum. Sabah 9 aksam 7 calışmanın hiçte göründüğü kadar kolay olmadığını gördüm. Insan okula giderken bunlarin hic birisinin farkinda olmuyor. Hatta zaman zaman babana, ablana ozendigin bile olabiliyor. Keske bende calisamda su projeleri yapmasam, sinav stresim yerine is stresim olsa fikirleri geciriyoruz aklimizdan. Evdeyken kafalarinin rahat, gunun butun stresinin is yerinde kaldigini dusunuyorsun. Ama oyle olmadigini senden ayni konuma gelince anliyorsun. Insanlara istediginin nasil bisey oldugunu ve ayni dili konusarak bile anlasilamadiginin, karsindaki kisinin sen “a” derken “b” anladiginin hersey bittikten sonra anlasildiginin ve geri donulemez hatalarin olusabilecegini ogreniyorsun. Gune baslarken, kafanda bin tane hesabin donmesi gerektigini, bu fikirlerin donmezse gununde aksamalar olabilecegini anliyorsun ama ogrenciyken sadece bunlarin sinav bolumuyle ilgileniyorsun. İlk baslarda babama beni is yerine goturup, isi ogrenmemi hic olamazsa fikrim olmasi gerektigini soyledigimde cok gereksiz bulmustum, hatta icimden ona kizmistim bile ama simdi ne kadar hakli oldugunu gordum. Burada cok is yapmasamda is hayatinin ne demek oldugunu, insanlarin neden yorgun olduklarini simdi daha iyi anliyorum. Ayrica inanmicaksiniz is yerinde baska baba, baska bir abla portresiyle karsilastim. İkisininde disardaki hayatlarinda cok daha farkli olduklarini gordum. Bana su 1 ayin kattigi en gusel sey “hicbiseye boyun eyme, guclu dur olmasanda” stratejisidir.

Hiç yorum yok: